Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ayrılmaz yoldaşlar | inseparable n. | ||
A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him. Bir cerrah ölümle birlikte yaşar, onun ayrılmaz yoldaşıdır - ben onunla el ele yürürüm. More Sentences |